18 Aralık 2011 Pazar

YENI YILDAN ONCE PARIS


is yerinde yakalanan bir firsati yilbasi oncesinde Paris'e gitmeye cevirdimmm, heyoooo
Esim gelmeden kiz kiza Paris sokaklarinda keyiff ve alisveris :)

Paris'e vardigimiz andan itibaren Istanbul'da yasadigimiz havaya KIS demek pek mumkun degil artik, bir soguk bir soguk...

Ilk hissiyatim kendimi kis olimpiyatlarina katilmis Jamaikali sporcu gibi hissetmek oldu, so sad :)

Paris hakkinda konusmadan once guzel bir servis hakkinda bilgi vereyim; Paris'de yasayan 2 kardesin Paris Dolmusu diye bir hizmeti var, onceden rezervasyon yaptirdiginizda sizi hava alanindan alip gitmek istediginiz adrese kadar birakiyorlar. Tam olarak size ozel olmadigi icin de fiyatlari taksiye gore daha ekonomik... 3 sene once Paris'den hava alanina giderken metrodaki grev nedeniyle ucagimizi kacirip 1 gece daha kalmak zorunda kalmistik, aslinda fena da olmamisti :)


Otelimiz Seine Nehri uzerinde yer 2 adaciktan kucuk olanindaydi : Saint Louise L'isle. Bu kucuk adaciklari Paris'e gidenlere kesinlikle tavsiye ederim...Hem Louvre bolgesine, Latin bolgesine ve en onemlisi Saint Germain'e cok yakin. En guzeli de otelinizi haritada bulmak o kadar kolay kadarki :)

3 sene once Paris'e geldigimizde gene Aralik ayiydi ancak bu kadar suslu bulmamistim o zaman sokaklari.. ilk gece kendi kafamiza gore eglenmeye karar verdik, aslinda kalabalik bir grupla gelmis olmamiza ragmen ortadan toz olma firsati yarattik kendimize... bekle bizi Paris sokaklari...

Bu arada hemen yeri gelmisken gordugum en guzel alternatif cam agaci duzenlemelerinden birini paylasmak istiyorum, bence cok guzelllll, recycled christmas..

Ilk aksam yemegi denememize Paris'in meshur vejeteryan restaurantlarindan bir Le Potager Du Marais'de yapmaya karar verdik.. ozellikle corba konusunda beklentim cok yuksekti, yesil kabak corbasi ve devaminda acili fasulye yedim. Fasulye guzeldi diyemeyecegim ama corba gercekten guzeldi, tabii bir de organik sarap which was not very bad..
http://www.tripadvisor.com.tr/Restaurant_Review-g187147-d952562-Reviews-Le_Potager_du_Marais-Paris_Ile_de_France.html
Vegan degilim ama denemelere acigim, yalniz oncesinde yedigimiz kocamannn jambonlu sandvic bir miktar riyakar bir davranis mi oldu acaba :)

Sonra Eyfel Kulesine dogru yuruduk ayni aksam, hava hem soguk hem de yagmurlu olunca gercekten de iliklerime kadar usuye usuye isiklar sacan kuleye dogru gunese dogru gidermiscesine ilerledik... Tabii biz vardigimizda ziyaret saatinin sona ermesine 10 dk oldugu icin Eyfel'e cikamadik..


Paris'in garip bir havasi var, sanirim kalbinde bir yer edinip varligini unutturuyor ama yeniden gittiginde o yeri tekrar hatirliyorsun, seni hemen etkiliyor, daha once Paris'i unutup yerine koyduklarini hemen alasagi ediyorsun ya da ben oyle yapiyorum :)


Ertesi gun tamamini hakkini vererek gezersen turunu ancak 26 gunde tamamlayabilecegin Louvre muzesi ziyareti ile baslattik.. Oncesinde Carousel De Louvre Starbucks'da kahve ve sandvic ile kahvalti molamiz vardi.. Benim listeme gore en guzel dekorasyonu olan Starbucks budur :)

Daha sonra klasik Paris turlarinin en bilindik noktalarindan birisi Sacre Couer ve MontMarte geldi elbette.. Kilisenin cevresinde bir cok bar tiyatro yer aliyor, Sacre Couer belki de bir iddianin sonucunda insaa edildigi icin bana cok sevimli geliyor, ne bileyim Notre Damn ya da Milan'daki Dome gibi insana tepeden bakan, urkuten bir havasi yok. Daha cok hayatin icinde, oyuna dahil bir goruntusu var.

Catacombs of Paris, Cafe De Flore ve Sogan Corbasi....





Devami yarinnnn :))))

29 Kasım 2011 Salı

MARKET'DE ALIŞVERİŞ



Gecen gun işten erken cikmami firsat bulup her zaman tıklım tıklım olan Migros'a giderek rahatca alisveris yapma hayali kurdum. Normal sartlarda Murat Kazanasmaz'in trafik durumunu bile bildirebileceği yogunlukta alisveris arabasi trafigi oldugu icin hayalim bombooos koridorlarda salına salına alışveriş yapmaktı...

Ama meğerse prime time dışında kalan saatler ev kadınlarına aitmiş :)  meyve sebze reyonu, abur cuburlar evlerine kosarak aksam yemegi hazirlama telasindaki kadinlar tarafindan kusatilmisti.

Gene normal sartlarda asabi birisi olmama ragmen, mandalinaların üzerine özenle serdiği Migroskop'u ıslattığı parmağıyla hışır hışır okuyan teyzeye,  tam da almak istediğim yoğurtların önünde gevsek gevsek telefonla konusan ablaya ya da kasada aldığı ürünleri posetlere yerlestirmek yerine kredi kartını ve slibini özenle cüzdanına yerleştiren hanımefendiye bir kelime bile etmedimm !!!!

Ben sustum gözlerim konuştu... Herkesi günlük hayatlarında hem kendilerinin hem de başkalarının proses etkinliğini arttırmaya ve iyileştirmeye davet etmek istiyorum.... Zincirleme reaksiyon, neden sonuc ilişkisi gibi konular gündelik hayatta da işe yarıyor ya, bu kadar rahat ve gevsek olmak Tv'deki kadın programlarının beyne yan etkisi herhalde....

25 Ekim 2011 Salı

ADAMIM KUCUK ISLERE BEN BAKARIIIM

Bu sarkiya bayiliriimm, Ezgi'nin Günlüğü'nün sarkilari ayri guzeldir zaten :) ama bu sarkinin yeri bi ayri benim icin... "adamiim, benim adiim Ebruli, bu kucuk islere ben bakarim"
Malesef is yerinde ne kadar genis cercevede sorumluluk sahibiysen eninde sonunda apartman kapicisi muamelesi de goruyorsun :)
Benim icin bu durum, yurt disindan gida ithal etmek ya da cok sevilen bir arabayi TR'den baska ulkeye gondermek, ozel boyutlu  kar lastigi temin etmek ya da kaplumbagalara yeni yuva bulmak gibi kucuk isler halini de alabiliyor.
O zamanlar da bu sarkiyi mirildanip hayatima devam ediyorum..
e hep onemli konularin pesinden kosamazsin ya :)

Bir baska ayrinti daha, isin icinde genel mudur varsaaaa, hic bir is kucuk degildir... Bu anlayisa biraz daha icsellesetirebilseydim eminim kariyerim icin daha anlamli olurdu :)))

ama bu blog'da olmasi gerekenden bahsediyorum sonucta.  Asagidaki bidik da kucuk islerle ugrasiyorrr, benim gibi :)

7 Ekim 2011 Cuma

Griiipp

uslanmaz bir iskolik olarak hasta bile olsam calismaya ozen gosteririm :)

gecen hafta Istanbul disinda bir toplantiya katilmak zorunda kaldim ve isin kotu tarafi her yer doktor kayniyordu...

daha da kotu tarafi grip, nezle ilaclarinin bana dokunuyor olmasi nedeniyle hic birini icemiyor olmam...

gozlerim, suratim gribin etkisiyle sekil degistirdikce icmem gereken ilac onerilerinin sayisi 100'u asti.. sunu ic, bunu ictin mi? neden icmedin? icsene gibi emirimsi soru cumleleri arasinda aksami zor ettim diyebilirim...

Ama bu da bana ders olsun bir daha ilac aldin mi diyenlere hemen 'evet, aldim' cevabini yapistiracagim.. ne de olsa 'aaaa, hangi ilac dokunuyor, o zaman sunu ic, bunu ic' onermelerinden daha kisa olacaktir...

Istanbul'a dondukten sonra yataktan kalkacak halim de olmadigi icin bir gunu evde gecirdim, esim de sehir disindaydi, kucuk cocugu oldugundan abim de bana bakmaya gelemedi..

Annemi nasil ozledim anlatamam, her gun aklimdan cikmiyor ama o gun bir baska acidi icim...

Cok ozledim seni Annecim cok...




20 Ağustos 2011 Cumartesi

OZGURLUK


Buyuuuk, international sirketlerde calisanlara bir onerim var; eger sizi delirten  expat bir yonetici ile calisiyorsaniz, biraz sabrederseniz mevcut expat'inizi yenisiyle degistirebilirsiniz :)


en sabredemeyeceginiz yonetici bile 2 yilda gidiyorsa beklemek en guzeliiii...

mesela ortaligi karistirmaya bayilan, herkese eksik zekali ve dikkatsiz muamelesi yapan benim sevgili mudurum baska bir ulkenin yolcusu oldu bile...

working with expats? sabir ve zaman yeterli... sinirden kariyer.net, linkedin mecralarinda surf yaparken bu sozlerimi hatirlayin...










30 Temmuz 2011 Cumartesi

SMALL TALK

Sosyallesme araci olarak kabul edilebilecegimiz SMALL TALK, benim hic bir zaman beceremeyecegim bir arac olarak tarihte yerini alsin !!!

Is yerinde her zaman politik olmanizi ogutlerim, kimseyle direkt kavgaya girmeyeceksin.. Birak onlar sana saldirsin sen de magdur kedicigi oyna...

Bu sekilde cok rahat prim yapabilirsin, prim yapmanin diger bir yolu da yilbasi kokteylerinde, yemeklerinde, veda toplantilarinda ustlerinle ayak ustu muhabbet yapabilmektir.

Oh, God I hate it !! Sadece yakinlik kurmak icin kimseyle muhabbet etmeyi sevmiyorum, hele yabanci yoneticilerle havadan sudan konusmak bana hic zevk vermiyor..

Genellikle muhabbetimiz su sekilde oluyor

Yabanci Yonetici        : hafta sonu hava nasil olacak acaba?
Kurumsal Kedi           : bilmiyorum, su an cok guzel, yarin da boyle olur umarim  :)
YY                              : yagmurlu olacagini okudum
KK                              : :x

Soru 1 : Yagmurlu olacagini biliyorsan neden soruyorsun?
Soru 2 : Havanin nasil olacagina neden bu kadar takintilisin? Havanin nasil oldugunu sabah kalktiginda ogrensen ne olur? Tatli bir supriz olur hem hayatinda

 Bilmiyorum, kotu ornek olmak istemem ama small talk'un fayda saglayacagini da dusunuyorum sadece bana gore degil... Birisini sevmiyorsam havadan sudan karadan denizden bahsetmek icimden gelmiyor, Let's talk about business only .....